HABERLER

16.04.2015

GÜNCEL HABERLER

Başkanımız Fikret Orman'dan Açıklamalar

Başkanımız Fikret Orman, gündemdeki konularla ilgili detaylı açıklamalarda bulundu.

Başkanımız Fikret Orman'ın açıklamaları şöyledir:

"Bütün gazetelerin manşetine taşınan bir olayla karşı karşıya kaldık. 2004 yılında o dönemki yönetim stadın içindeki reklam alanlarını Aktif Reklam'a vermiş. Eski tabirle 'rulo pan' yani ledlerin bulunduğu yerlerin kiraya verilip kazanç sağlanması ile ilgili bir anlaşma. Şirket, Beşiktaş JK'ya ödemelerini yerine getirmemiş. Sözleşme öyle bir mantıkla hazırlanmış ki, sanki iptal ettiğiniz zaman bir para ödenecek gibi hazırlanmış. Bu anlaşmayı o günkü yönetim iptal edince şirket de davalara başvurmuş. Hatta o dönemde benim de yanıma geldiler ve evraklar getirdiler. O dönemde de söyledim 'Beşiktaş büyük kulüptür, hakkınız varsa paranız ödenir. Beşiktaş'da kimsenin parası kalmaz' dedim ve bu işi sulh yoluyla çözmelerini tavsiye ettim.

Aktif Reklam'ın sahibi Cüneyt Yakut isimli Beşiktaşlı olduğunu iddia eden bir arkadaş... Bu arkadaş Beşiktaş'ı mahkemeye vermiş. Beşiktaş Kulübü o dönemde bize göre davaları iyi takip edememiş ve sonra da davayı kazanmışlar.

Ne kadar büyük bir işmiş ki bu, 10-12 milyon dolar bir alacak davası oluşmuş. Dava sonuçlanmadan evvel de camiamızın içerisinden, onları tanıyan kişilerle bir araye geldik ve 'uzlaşalım' dedik. Bu şirket çok afaki paralar istediği için de anlaşamadık. Dava sonuçlandıktan sonra kendilerini davet ettik. Bize iyi niyetli gibi gözüktüler ve akit imzaladık. Bu akite göre 7 milyon dolar para ödeyip sulh olunacaktı. Beşiktaş, 7 milyon doları ödemiştir. Bana göre bu kesinlikle hak etmedikleri paradır ama Beşiktaş bu parayı ödemiştir.

Siz basın mensupları, nereden biliyordunuz da dün geldiniz? Beşiktaş'a ilk defa mı haciz işlemi yapılıyor? Biz göreve geldiğimiz gün itibariyle 300'ün üzerinde haciz davası vardı. Hepsiyle uzlaştık, hepsinin parasını verdik. Hiç böyle bandolarla, basın bültenleriyle bir başka olay yaşandı mı? Hepinize, basına haberler verildi ve böyle bir olayla karşı karşıya kaldık.

Bu arkadaşlar "Pazartesi 17.00'de değil de Salı günü 09.30'da ödemelerin birisi yapıldı, anlaşma bozuldu" diye tekrardan 5 milyon dolarlık talepte bulundular. Biz de konuyu yargıya taşıdık.

Bu iş bir para tahsilatı değildir, bir geçim kapısı haline getirilmek istenmektedir. Bu şirket bir masa bir kasa şirketi. Hiçbir varlığı olmayan, çalışmayan bir şirket. Biz bu parayı ödediğimiz zaman geri tahsilatının mümkün olmadığını belirtip olayı hukuka taşıdık. Gerekli teminat mektuplarını Adliye'ye yatırarak dava açtık. Ortada bir akit olduğunu ve bizim bu parayı ödediğimizi belirttik.

Bu bir para tahsilatı konusu değildir. Bu bir servet edinme, geçim kapısı davasıdır. Bizler burada yedi yetimin hakkını savunuyoruz. Bizlerin görevi hak yememek, hakkımızı yedirmemektir. Bizim sloganımız Hakkı'nla oyna, hakkına sahip çıktır.

Bu Beşiktaş'ın parası nereden geliyor? Ağrı'da oturan, Konya'da oturan, Trabzon'da oturan emekli olmuş Hüseyin amcanın İstanbul'da okuyan oğluna okusun diye göndermiş olduğu paradan bilet alanların parasıdır...

Şimdi ben gideceğim o paraları rezillik çıkmasın, lüks içinde yaşasınlar diye bunlara mı yedireceğim? Ben bu parayı ödemeyeceğim, ortada bir yargı var. Mevzunun özü Beşiktaş kulübünü baskı altına almak... Nerede görülmüş böyle bir bandolarla, mızıkalarla, basın bültenleriyle haciz işlemi...

Biz geldiğimizde Beşiktaş güllük gülüstanlık bir kulüp değildi... Oyuncusundan malzeme satanlara, voleybolcusundan, basketbolcusuna herkese borç vardı. Ben ve arkadaşlarım birlikte bu borçları yapılandırdık. İkinci Başkanım Ahmet Nur Çebi'den de Allah razı olsun, bu süreçte iyi işler yaptı.

Hiçbir işlem kamuoyunda böyle olmazken, neden bu şirketle bu duruma geldik. Ferrari'ye 8 milyon Avro ödedik. Bu şirketle (Aktif Reklam) akit yaptık ve 7 milyon dolar para ödedik. Ne için ödenmiş, reklam tabelası işletmişler... Bu reklam tabelası ne paraymış ki, bu kadar büyük hak mahrumiyeti olmuş.

Amaç Beşiktaş'ın üzerinden para kazanmaktır. Bu para kendi paramız değil, camiamızın parası. Biz bunlarla mücadele etmeyelim, geçmişe havale edelim ve parayı ödeyelim de diyebilirdik. Peki bu Beşiktaşlılar'ın hakkı ne olacak? Bize bu vekaleti veren insanlar neden bu hakkı bize vermişler? Bizim hakkımızı kolla diye vekalet vermişler. Ben ve arkadaşlarım da böyle ucuz işlere ödün vermeyeceğiz. Ellerinden geleni ardlarına koymasınlar. Biz, hukukun üstünlüğüne, adalete güveniyoruz. Bu iş yargıya intikal etmiştir. Yargıda çözüleceğine inanıyoruz.

Beşiktaş kulübünün İnönün Stadı'ndan senelik hasılat geliri 10 milyon dolar değildir. Biz götüreceğiz bir senelik yaptığımız hasilatı limuzinle gezsinler, lüks içinde yaşasınlar diye mi vereceğiz?

Beşiktaşlılar üzülüyor, biz de üzülüyoruz. Bu anlaşmaları ben ve arkadaşlarım yapmadı ama biz burada dirayetli durmak zorundayız.

Ben kimsenin hakkını kimseye yedirtmem. Bu bir şovdur, taraftarlarımız bunu bilsinler. Arkasını görsünler. Bir masa bir kasa şirketi. Bu arkadaşlara bir bakın nasıl yaşıyorlar, ne lüksle yaşıyorlar, nereden geliyor bu kazandıkları paralar?

Biz, Murat Aksu'dan yardım istedik, bir kirvelik ilişkisi olduğunu ifade ettiler. Murat Bey bu konuda yardımcı olmak için bizimle beraber olmuştur. Fakat hiçbir sonuç alınamamıştır. Murat Bey'in kendi ifadesini söyleyim; "Bunlara bu işler verilmemeliydi"... Ortada yanlış yapılmış bir anlaşma var. Gidip bu anlaşmayı yapanlara sorun, bunlar camiamızın içindeki insanlar...

Bizden daha zor durumda olan kulüpler var, hiç böyle bir işlem görüyor musunuz? Bu arkadaşların bir avukatları var. Galatasaray kongre üyesi ve Alp Yalman'ın listesinde yer alan birisi. Spor ahlakına, sporun içinde olmak isteyen insan ahlakına uyar mı, Allah inancında böyle bir şey olabilir mi?

Ben söylüyorum; bu milletin hakkını korumak, ben ve arkadaşlarıma verilmiştir. Aldıkları paraları da bunu yapanlara ve yaptıranlara haram ediyorum.

Murat Ürünsak ile hiçbir görüşmede bulunmadım. 2006 senesinde Fulya'nın gelirlerinin kullanılması ile alakalı tarihi bir Mali Genel Kurul vardı. O Mali Genel Kurul'da Murat Ürünsak çıkıp konuşma yapacaktı ama yapmadı. Sonra da istifa etti. O dönemdeki konu bu konudur.

Yıldırım Demirören ile konuştuk. Kendisinin bilgisinin olmadığını, altlarında imzası olanların sorumlu olduğunu söyledi.

Türkiye'de adalet var, hak var. Bunun mücadelesini vermek bizim işimizdir. Biz şu anda bunun için buradayız. Biz Beşiktaşlılar'ın hakkını korumakla yükümlüyüz, biz de o mücadeleyi yapıyoruz.

Başkan olduktan sonra bir tane arazi almadım, bir işe başlamadım, çünkü 'işini, servetini Beşiktaş üzerinden kazandı, Beşiktaş'ı kullandı' demesinler diye...

Beşiktaş Başkanı olduğum günden bu yana hiç kimseden yardım istemedim, yardım almadım. Fikret Orman ve arkadaşları bir kişiye gidip de 'bize para ver' dememiştir. En kötü günümüzde bile hiç kimseden hiçbir şey istemedik. Mubariz Mansimov benim arkadaşım, 'Başkan ne yapabilirim' demiştir. 'Loca al' demişimdir... Biz kimseden bir şey istemememişizdir. Beşiktaş'ın itibarını kapı kapı gezinerek zedeleyen bir adam olmamak için, gururumuzdan, onurumuzdan şahsi ve kurumsal olarak istememişizdir.

Pusuya yatıp bundan prim sağlamaya çalışanlara söylüyorum, siz hayatınızda ne yapmışsınız, hangi locayı almışsınız, ne faydanız olmuş Beşiktaş'a? Biz de bilelim, biz de görelim... Ben nezaketimden konuşmuyorum... Beşiktaş'ın mutsuzluğu üzerinden mutlu olunur mu?

Camiamızda herkes her şeyi görüyor. Biz gizli kapaklı bir iş yapmıyoruz. 6 tane kurum bizi denetliyor. İç İşleri Bakanlığı denetliyor, SPK denetliyor, BJK Denetleme Kurulu denetliyor, yeminli mali müşavirler denetliyor, bilançolarımıza imza atan uluslararası şirketler denetliyor, UEFA denetliyor... Üstünü örteceğimiz hiçbir icraatımız yok... 7'yi unuttum, sizler basın tarafından denetleniyoruz...

Beşiktaş'a sahip çıkmak isteyen herkese teşekkür ediyorum. İşlerini güçlerini bırakıp gelen, Beşiktaş çizgisinde durarak hiçbir taşkınlık yapmadıkları için de taraftarlarımıza teşekkür ediyorum.

Bizi buraya seçenler iş yapsın diye seçtiler, çene yapsın diye değil...

Takımı şampiyon yapacağız, borçları azaltacağız, stadımızı bitireceğiz, Akatlar'daki spor salonunu bir an önce bitireceğiz, Pendik Tesisleri'ni yeni haliyle açacağız, alt yapı takımlarımızla ilgili projeleri bitireceğiz ve iyi transferler yapacağız...

Süleyman Seba'dan sonra benim kadar çalışan Beşiktaş Başkanı gördünüz mü? Şu anda çalışmak zorundayız, çene zamanı değil, icraat zamanı... Bir maçta berabere kalıyoruz bütün camia düşüyor, ne kaybetti Beşiktaş, ne oldu yani? 8 maçımız var, bu takım şampiyon olacak. Biz buna inanıyoruz."