HABERLER

14.05.2010

“En çok çubuklu formamızı seviyorum”

Yavru Kartal Dergisi Fun Club Üyelerimiz Miray Kement ve Emirhan Doğan sordu, Futbol Takımımız’ın yıldız oyuncusu Filip Holosko yanıtladı.

Ben Miray Kement... Beşiktaş Koleji’nde 1. sınıf öğrencisiyim. En çok Beden Eğitimi ve Türkçe derslerini seviyorum. Henüz tam karar vermedim ama büyüyünce doktor olmak istiyorum. Boş zamanlarımda paten ve vals yapıyorum. Futbol Takımımız’da en sevdiğim futbolcu Bobo. Yavru Kartal Dergisi’nde ise en çok bulmaca sayfalarını beğeniyorum
Ben Emirhan Doğan... Sarıyer İlköğretim Okulu’nda ana sınıfı öğrencisiyim. En sevdiğim ders matematik. Büyüyünce futbolcu olmak istiyorum. Tıpkı en sevdiğim futbolcumuz Filip Holosko gibi… Aynı zamanda İstinye’de Beşiktaş Futbol Okulu’na gidiyorum. Babamla İnönü Stadı’na gidip maçlarımızı takip ediyorum. Yavru Kartal Dergisi’nde en beğendiğim sayfalar benim de bulmacalar.
Biz Yavru Kartal Fun Club Üyeleri olarak Futbol Takımımız’ın başarılı sporcusu Filip Holosko’yu BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde ziyaret ettik ve çok güzel bir sohbet gerçekleştirdik. İşte futbolcu abimize sorduğumuz sorular ve onun bize verdiği yanıtlar...
Miray Kement: Hangi mevkide oynamaya başladınız?
Filip Holosko: Şimdiki gibi hücumda, forvet olarak oynuyordum.
Emirhan Doğan: Futbola nasıl başladınız?
Filip Holosko: Çok küçük yaşta futbol oynamaya başladım. Daha beş yaşımdaydım. Futbol okuluna gidiyordum. Topu sürekli havaya dikip duruyordum, çok iyi oynamayı beceremiyordum. Altı yaşımdan sonra futbol ilgimi çekmeye ve beni eğlendirmeye başladı. Futbol oynamaya başladığıma hiç de pişman değilim.
Miray Kement: Takıma geldiğinizde uyum sorunu yaşadınız mı?
Filip Holosko: Yeni bir takıma gelen her oyuncu uyum sorunu yaşar. Uyum için belirli bir zamana ihtiyaç duyar. Çünkü yeni insanların arasındadır. Yepyeni bir mekandadır. Nitekim ben de geldiğimde altı ayda uyum sağladım. Çoğu oyuncudan daha kısa sürmüştür benim adapte olma dönemim. Ondan sonra da uyum sorunuyla ilgili hiçbir şey yaşamadım. Sanırım uyum sorununu aşmamda bana Türk insanları çok yardımcı oldu. Çünkü çok sıcakkanlı ve iyi kalpliydiler. Herkes bana çok yardımcı olmaya çalıştı.
Emirhan Doğan: Futbolcu olmasaydınız hangi mesleği seçerdiniz? 
Filip Holosko: Aslında zor bir soru, futbolcu olmasam ne yapmak isterdim diye daha önce hiç düşünmedim. Gerçi futbolculuk hayatım bittikten sonrasını düşünmeye başladım artık. Ne yapabileceğimi tam olarak bilmiyorum ama elektronik beni çok cezbediyor. Herhalde futbolcu olmasaydım bilgisayar ya da elektronikle ilgili işler yapardım. Ama futbolu bıraktıktan sonra sizin gibi çocuklara antrenörlük yapmak da çok hoş olabilir. 
Miray Kement: Beşiktaş’ta oynamak nasıl bir duygu?
Filip Holosko: Beşiktaş hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın en büyük kulüplerinden biri. Dünyada en iyi kulüpler arasında yer alan bir kulüp ve çok ateşli bir seyircisi var. Ve her maçta dolu tribünlerin, böyle ateşli taraftarın önünde oynamak gerçekten çok güzel bir duygu, muhteşem. Hatta bunu anlatacak bir kelime bulmak bile çok zor.
Emirhan Doğan: Örnek aldığınız bir futbolcu var mı?
Filip Holosko: Barcelona’da oynayan Thierry Henry’i çok takdir ederdim. Özellikle oyun tarzını… Şimdi biraz yaşlandı. Onun yerine size başka bir isim verebilirim; Liverpool’daki Fernando Torres.
Miray Kement: Hakemlerin Beşiktaş’a tavrı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Filip Holosko: Türkiye’de hakemleri değerlendirmek gerçekten çok zor. Hem onlar da insan, herkes gibi hata yapabiliyorlar hem de üzerlerinde çok büyük bir baskı var. Ama buna rağmen örneğin Fenerbahçe’yle orada oynadığımız maçı düşünürsek, kaybetmeyi hiç hak etmediğimiz bir maçtı. Aleyhimize çok fazla hata yapıldı. Yine de hakemleri değerlendirmek bana düşmez diye düşünüyorum.
Emirhan Doğan: Size ait olan unutamadığınız bir gol var mı?
Filip Holosko: Attığım her gol hafızamda yer alıyor ama attığım güzel goller arasından birini seçmem gerekirse; Manisaspor’da oynarken Antalyaspor’a karşı maç 2-2 devam ederken 94. dakikada attığım galibiyet golünü söyleyebilirim. O gerçekten çok güzel bir goldü. Bir de geçen sezon maalesef yenildiğimiz maçta Fenerbahçe’ye attığım gol. Pek bir işe yaramamıştı ama güzel bir gol olduğunu düşünüyorum.
Miray Kement: En çok hangi kaleciye gol atmak isterdiniz?
Filip Holosko: Özellikle şu kaleciye, bu kaleciye gol atmak gibi bir dileğim yok ama gol attığım iyi kaleciler arasında Real Madrid’in kalecisi Casillas’ı sayabilirim. Kendisi İspanyol Mili Takımı’nda, ben de Slovakya Milli Takımı’nda oynuyordum. 1-1 berabere kalmıştık. Bir de Manisaspor’da oynarken Rüştü’ye gol atmıştım. Ki bence o da dünyanın en iyi kalecilerinden brisi.
Emirhan Doğan: Size göre dünyanı en iyi futbolcusu kim?
Filip Holosko: Sanırım Messi…
Miray Kement: Unutamadığınız maç hangisi?
Filip Holosko: Unutamadığım birçok maç var. Ama özellikle geçen sene İzmir’de Fenerbahçe ile oynadığımız kupa finalinin yeri ayrı. Fenerbahçe’ye ligde kaybettikten sonra rövanşını, üstelik faiziyle geri almıştık. O maçta fena da oynamamıştım. O nedenle o maç, benim için gerçekten önemli.
Emirhan Doğan: En beğendiğiniz forma hangisi?
Filip Holosko: Çubuklu formamız…
Miray Kement: Gazete ve televizyonlardaki yorumlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Filip Holosko: Genelde Türkiye’deki gazeteciler doğru olmayan şeyleri kafalarından uyduruyor veya gerçekten iyi bilmedikleri konularda anlamsızca yorumlar yapabiliyorlar. Türk kanallarını, anlamadığım için, pek izlemiyorum ama arada sırada Lig TV’ye bakıyorum. Örneğin geçen sene orada Erman Toroğlu diye bir yorumcu vardı. Şunu görüyorum ki, pozisyonları sürekli tekrarlayıp olduğundan daha fazla anlam yüklüyorlar. Dolayısıyla televizyon programlarının da çoğunun, gazete yorumları gibi güvenilmez olduğunu tahmin ediyorum. Ama tam anlamadığım için de bir şey demem çok doğru olmaz.
Emirhan Doğan: Avrupa takımlarından hangisinde oynamayı isterdiniz?
Filip Holosko: Herhalde İngiltere’de Manchester United, İspanya’da Barcelona olurdu.
Miray Kement: Boş vakitlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Filip Holosko: Ailemle değerlendiriyorum. Futbol dışındaki vaktimi mümkün olduğunca eşim ve kızımla geçirmeye çalışıyorum.
Emirhan Doğan: Futbol dışında öncelikleriniz neler?
Filip Holosko: Ailem ve sağlık…
Miray Kement: Maç sonraları gerek futbolcular gerekse taraftarlar arasında çıkan olaylar beni çok üzüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Filip Holosko: Türkiye’de futbol biraz uçlarda yaşanıyor. Özellikle taraftarlar kaybedilen maçlardan sonra kendilerini olması gerektiğinden daha fazla üzüp, kendilerini çok kötü durumlara sokabiliyorlar. Özellikle Türkiye’de üç büyük kulübün taraftarı arasında çok büyük çekişme var. Ne futbolcular ne de taraftarlar arasındaki çatışmaların aslında futbolda hiç yeri yok. Futbol sadece çimlerde eğlence için oynanması gereken bir oyun. Buna rağmen insanlar birbirleriyle kavga edip, birbirlerini üzebiliyorlar. Buna en az seni kadar ben de üzülüyorum.
Emirhan Doğan: En beğendiğiniz ve beğenmediğiniz özellikleriniz neler?
Filip Holosko: Bunu bence, arkadaşlarım, hocalarım değerlendirmeli. Kendim hakkında bir şey söyleyemem. İyi ve kötü yanlarıma kendi kendime karar vermem zor olur.
Miray Kement: Futbol dışında bir sporla ilgileniyor musunuz?
Filip Holosko: Slovakya’da futboldan daha fazla ilgilenilen bir spor vardır; buz hokeyi. Küçükken yapmıştım ve televizyonda da fırsat bulduğumca izlerim. Örneğin Olimpiyatlar’da neredeyse hiçbir maçı kaçırmadım. Şimdi Dünya Kupası da başlıyor, onu da elimden geldiğince izlemeye çalışacağım. Onun dışında da özellikle tenisi çok severim.
Emirhan Doğan: Futbolcu olmak isteyen çocuklara tavsiyeleriniz neler?
Filip Holosko: Eğer futbolu seviyorsanız, futbolcu olmak istiyorsanız; bunu ciddiye alıp her şeyinizi vermeniz gerekiyor ve ödün vermekten kaçmamanızı tavsiye ederim. Çünkü verdiğiniz ödünleri, futboldan olmasa da, hayat geri veriyor.
Miray Kement-Emirhan Doğan: Teşekkür eder, başarılarınızın devamını dileriz.







Diğer Haberler