HABERLER

01.04.2010

Bobo: “Hepimiz Beşiktaş için savaşıyoruz”

Özellikle son maçlarda gösterdiği performansla saha içinde yeteneğini konuşturup, arka arkaya goller sıralamaya başlayan Bobo, saha dışındaki suskunluğunu da Beşiktaş Dergisi için bozdu.

Siyah-Beyaz formayı giymeye başladığından beri gol yollarında en büyük silahlarımızdan birisi oldu Bobo… Attığı gollerle özellikle geçtiğimiz sezon çifte şampiyonluğu kazanmamızda büyük pay sahibiydi. Sezona suskun başladı ancak sonradan açıldı, eski günlerine döndü... Takımın en çok gol atan oyuncusu Bobo’ya merak ettiğiniz her şeyi sorduk...
Özellikle son maçlarda gösterdiği performansla saha içinde yeteneğini konuşturup, arka arkaya goller sıralamaya başlayan Bobo, saha dışındaki suskunluğunu da Beşiktaş Dergisi için bozdu. Performans grafiğindeki iniş-çıkışlarla ilgili söylentilere bu röportajda açıklık getiren Brezilyalı futbolcumuz, tüm sorularımızı içtenlikle yanıtladı.
2006 yılından beri Beşiktaş forması giyiyorsun. Bu süre zarfında kendinde nasıl değişimler görüyorsun?
Tabii ki birçok şeyi geliştirdim. Bunlar zamanla olacak şeyler. Ben Beşiktaş’ta geçirdiğim her gün, bir o kadar tecrübe edindim.
Bu tecrübeyi biraz açabilir misin?
Aslında her konuda tecrübe edindim. Maçta neler yapmam gerektiğini veya nerede, nasıl şut atmam gerektiğini zamanla daha çok geliştirdim. Sadece saha içini kast etmiyorum. Mesela bir maça nasıl konsantre olmam gerektiği konusunda da artık daha tecrübeliyim.
Çifte şampiyon bir takımın futbolcusu olarak 2009-2010 sezonuna nasıl başladın?
Aslında yeni sezonda lige çifte şampiyona yakışmayacak şekilde başladık. İyi değildik. Sonra takımımızda yavaş yavaş iyileşmeler oldu. Ama bizim asıl hedefimiz, sezon sonunda tekrar o noktada bulunmak, şampiyon olmak. Bunun için çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Aslında biraz senin ruh halini sormuştum. Hakkında transfer söylentileri de vardı.
Bir futbolcunun kontratı dolarken hep bu şekilde haberler ve dedikodular çıkabilir. Benimle ilgili de bu tür şeyler duydum. Ama açıkçası ben bunlar hakkında yorum yapmak istemiyorum. Benim kafamda böyle şeyler yok. Sadece takıma odaklanmak istiyorum.
Bu dedikodular yüzünden sezon başında performansının düşük olduğu yorumları vardı. O süreçte etkilenmiş miydin bunlardan?
Hiçbir şekilde bu tür yorumlarla ilgilenmedim. Çünkü ben böyle bir futbolcu değilim. Ayrıca şunu söylemeliyim bu sezon sadece benim açımdan kötü başlamadı, takım halinde çok iyi bir başlangıç yapamadık. O nedenle bu tür yorumların ciddiye alınmaması gerektiğini söylemeliyim.
İlk yarı biterken iyi bir çıkış yakalamıştık ve arka arkaya galibiyetler alıyorduk. Ama ikinci yarının başında da hiç beklemediğimiz puan kayıpları oldu. Türkiye Kupası’ndan elenmemiz de kötü bir sürprizdi. Sence bu kayıpların nedeni neydi?
Yanlış hatırlamıyorsam, ilk yarıda 7-8 maç galibiyet serimiz vardı. Bu bize çok iyi gelmişti. Ondan sonra Türkiye Kupası’ndan elendik. Şu anda tekrar iyi gidiyoruz. Açıkçası o dönemleri anlatmak çok zor. Bunun nedeni sakatlık da, maç içerisindeki bir anlık konsantrasyon kaybı da, yaptığınız bir faulün size pahalıya patlaması da olabiliyor ya da herhangi bir şeyden maçı kaybedebiliyorsunuz.
Ligde senin 10, Holosko’nun 4, Nobre’nin 1, Nihat’ın 1 golü var. Yani forvetlerimizin toplam gol sayısı 16. Bu, Kayserili Makukula’nın tek başına attığı gol sayısından (17) daha az. Bu rakamları sen nasıl yorumluyorsun?
Küçük takımlarda oynarken gol atmanız çok daha kolay oluyor. Büyük takımda oynayan forvetler için rakip defans çok ciddi önlemler alıyor ve çok daha konsantre bir şekilde maçlara çıkıyor. Bu da sizin gol atma şansınızı azaltıyor. İki küçük takımın maçında ise daha normal bir futbol oynanıyor ve iki taraf da açıklar veriyor. Bu da o takımdaki forvetlerin şansını artırıyor.
Kendi attığın gol sayısını yeterli buluyor musun?
Tabii ki yeterli olarak görmüyorum. Bir forvet oyuncusu olarak her zaman gol atmak istiyorum. Şu ana kadar on gol attım. Önümüzde ligin bitmesine sekiz hafta var. Bu süre zarfında daha da fazla gol atmak istiyorum.
Son haftalara doğru daha fazla gol atıyor olmanı sen nasıl yorumluyorsun?
Bu konuda söyleyebileceğim tek şey, birinci devre çok iyi bir performans gösteremedik ama ikinci yarıda ben de dahil olmak üzere diğer takım arkadaşlarımla beraber daha da iyi bir form yakaladık. Bunun sonucunda da daha fazla gol gelmeye başladı.
Üçlü forvet sisteminin ortasında yer alman, yanındaki Tello, Holosko gibi oyuncuların uzağında kalıp orta sahaya yakın oynamaları senin oyun sistemini nasıl etkiliyor?
Bu oyundan oyuna değişiyor. Ama bazen üçlü forvet sisteminde diğer oyunculardan uzak kaldığımda kendimi yalnız hissedebiliyorum. Bu nedenle ben kendi açımdan iki forvetle oynamayı tercih ederdim. Yanımda birinin olması bana daha çok yardımı olurdu. Bunu geçen sezon yapmıştık, başarılı da olmuştuk.
Nobre’nin bu sezonki suskunluğunu neye bağlıyorsun?
Forvet oyuncusu olmak aslında çok zor bir iş. Çünkü şu an Nobre’nin geçirdiği gibi, bazen çok zor dönemler geçirebilirsiniz. Belki bütün bir sezon gol atamazsınız ama ondan sonraki sezon gol kralı olabilirsiniz. Forvette oynamak böyle bir şey. Ben de Nobre’nin böyle bir dönemden geçtiğini düşünüyorum.
Arkanda Tabata oynadığı zaman daha verimli olduğu yönündeki yorumlara katılıyor musun?
Bu sadece Tabata ile ilgili bir şey değil. Benim arkamda kim oynuyorsa bana yardımcı olmaya çalışıyor. Kasımpaşa maçında Tabata sonradan oyuna girdi ve takıma çok büyük katkısı oldu. Ama dediğim gibi takımdaki herkes elinden geldiğince bana yardımcı oluyor.
Aslında bir yandan bakınca kalecilerimiz hariç takımda herkes pozisyona girebiliyor ya da gol atabiliyor.
Futbolun güzelliği de belki burada. Bugüne kadar ve özellikle son haftalarda çok fazla gol pozisyonuna girdik. Bunlar içinden değerlendiremediklerimiz oldu. Önemli olan, kalan haftalarda girdiğimiz pozisyonları en iyi şekilde değerlendirip, çok sayıda gol atıp, ligi en iyi şekilde bitirmek.
Özellikle sevdiğin, seni daha çok mutlu eden gol pozisyonları var mı?
Özellikle dışarıdan attığım golleri çok beğeniyorum. Onlar benim hoşuma gidiyor ama sonuçta da gol, goldür. Bütün kariyerime bakınca da genelde ceza sahası içinden gol atmışımdır.
Peki, bugüne kadar attıktan sonra en keyif aldığın gol hangisiydi?
İlk olarak geçen sezon Türkiye Kupası finalinde Fenerbahçe’ye attığım golü söyleyebilirim. Uzaktan vurmuştum ve çok güzel bir gol olmuştu. O golü hatırlamak bana büyük keyif veriyor. Aynı zamanda bu sezon da yine Fenerbahçe maçında, ceza sahasında dönerek topa vurmuştum ve gol olmuştu, o da çok güzel bir gol olmuştu. Aslında hatırlayıp da bana keyif veren çok fazla golüm var ama ilk iki sırada bunları söyleyebilirim.
Bir sporcunun başarılı olması için yeteneğini sonuna kadar kullanması belki yeterlidir ama takım oyununda işler biraz daha farklı. Sen tek bir kişinin bireysel yeteneğiyle takımının başarılı sonuçlar almasını sağlayabileceğine inanıyor musun?
Her zaman bir futbolcu, takım arkadaşlarından bir adım önde olabilir. Mesela buna büyük bir örnek olarak Messi’yi gösterebiliriz. Her maç, en az 2-3 gol atıyor ve çok başarılı bir futbolcu. Ama onu o noktaya getiren de takım arkadaşları. Zaten takım olmazsa oyuncu da olmaz.
Kendin için yıldız oyuncu mu, takım oyuncusu mu dersin?
Ben kendimi takım oyuncusu olarak görüyorum. Biz her maça 18 oyuncu olarak gidiyoruz ve bu 18 futbolcunun hepsi takım oyuncusu. Hepimiz takım için, Beşiktaş için çabalayan ve savaşan futbolcularız.
Bir parantez açıp Denizlispor maçında hakemin autu göstermesine rağmen Rüştü Reçber’in “Hocam benden çıktı” demesiyle ilgili bir soru sormak istiyorum. Sence profesyonellik, fair-play, kazanma hırsı nerede başlayıp nerede bitmeli?
Hakemlerin çok fazla hata yaptığı durumlar olabiliyor. Rüştü de orada çok büyük bir olgunluk göstererek, durumu izah etmeye çalıştı. Ama sonuçta her karardan, her pozisyondan sonra bunu yapamazsınız. Hakem kararları vermek için vardır. Ayrıca ne kadar söylerseniz söyleyin, hakem bunu farklı bir şekilde de algılayabilir.
Şampiyonluk yarışı oldukça heyecanlı bir hal aldı. Ligin şu andaki durumu ile ilgili neler söylemek istersin?
Bursaspor şu anda lider ama şampiyonluk için bizim de çok büyük bir şansımız var. Önemli olan 3-4 hafta içinde alınacak skorlar. Zaten bu süre aşağı, yukarı şampiyonu belirleyecektir.
Teşekkür ederim.
Röportaj: Serpil Kurtay
Fotoğraflar: Rahman Sağıroğlu





Diğer Haberler