HABERLER

19.02.2010

Necip Uysal


Cola Turka ile Futbolcu Günlüğü bölümümüzün konuğu; Futbol Takımımız’ın genç ismi, Türk futbolunun yeni yıldız adayı Necip Uysal.
1991 doğumlu Necip Uysal bu yıl Antalya’daki devre arası kampında oynanan hazırlık maçlarında tam anlamıyla görücüye çıktı. Kamp döneminde gösterdiği performansla Mustafa Denizli’den formayı kaparak Eskişehirspor maçının son dakikalarında oyuna giren Necip Uysal, Ziraat Türkiye Kupası’ndaki Kasımpaşa maçında ilk kez BJK İnönü Stadı’nda taraftarlarımızın huzuruna çıktı.
Altyapıdaki hocaları tarafından geleceğin yıldız adayı olarak gösterilen, orta sahada defansif ve ofansif olarak görev yapabilen Necip, futbolseverler tarafından Türk futbolunun yeni değeri olarak yorumlanıyor. Kasımpaşa maçındaki performansıyla uzun yıllardır A Takım forması giyiyormuşçasına rahat oynayan ve heyecanlanmadan görevini yaptığı gözlerden kaçmayan Necip, o ilk maçı şöyle yorumluyor:
“Daha önce Eskişehirspor maçında birkaç dakika görev yapmıştım ama Kasımpaşa maçında ilk kez İnönü Stadı’nda oynadım. A Takım’da oynuyorum diye heyecanlanmadım. Sonuçta zaten A Takım’la idmanlara çıkıyorum ve uzun süredir oynayacağım günü bekliyordum. Yapı olarak da heyecanlı birisi değilim, tam aksine soğukkanlıyım diyebilirim. Maç için hiç heyecan yaşamadım diyemem tabii ki, taraftarlarımızın karşısına çıkınca, onlar benim adımı söyleyerek tezahürat yaptıklarında heyecanlandım.”
Stadın atmosferinden etkilendin mi?
“Benim için tezahürat yapmaları harikaydı. Çok sevindiğimi söyleyebilirim. Ama o zaman takımın durumu biraz kötüydü. Dolayısıyla bir tek bana tezahürat yaptılar. Oysa bu tezahüratlar bütün takım için yapılsaydı daha hoş olurdu, daha çok sevinirdim.”
İki sene önce A Takım’a yükselip oynayabileceğini düşünüyor muydun? Senin yaşında olup hala A Takım’a yükselemeyen bir sürü oyuncu var Türk futbolunda.
“İki sene önce sürekli olmasa da zaman zaman forma giyeceğimi düşünüyordum. Çalışmalarımı da ona göre yaptım zaten. Bir kere forma şansı gelirse onu kaybetmemek için sürekli olarak kendimi geliştirmeye çalışıyordum.”
Kasımpaşa maçına dönersek; o maçta kendi performansını nasıl buldun? O maçı tekrar izledin mi?
“Normalde oynadığım maçları izlerim ama o maçı izleyemedim. Ben oyuna girdiğimde zaten mağlup durumdaydık ama oynadığım süreçte iyi olduğumu düşünüyorum.”
Mustafa Denizli seni oyuna sokmadan önce neler dedi?
“Rahat ol aynı idmanlarda oynadığın gibi çık oyna diye gönderdi beni sahaya.”
Genç bir futbolcunun büyük takımlarda oynaması avantajlı olduğu kadar dezavantalı durumlara da gebe. Kadro genişliği ve maç yoğunluğu gibi faktörler gençlerin oyuna girmesini geciktirebiliyor. Bazı teknik adamlar, genç futbolcuları oynatarak girecekleri risklerden çekiniyorlar. Daha küçük takımlarda ise bu genç yeteneklerin forma giyme olasılığı daha yüksek. Zaten bu yüzden büyük takımların birçok genç futbolcusu Anadolu’yu karış karış geziyor. Necip ise büyük takımda oynamayı kendisi için bir avantaj olarak değerlendiriyor. Kadro genişliğinin bir dezavantaj olduğunu kabul etse de kaliteli futbolcuların kendisine daha çok katkı sağlayacağını düşünüyor.
“Şu anda idmanlarda daha çok çalışmaya çabalıyorum. İyi oynadığım zaman oyuna ilk onbir şansı zaten gelir. Önemli olan bunu iyi değerlendirebilmek. Eğer bunu da gerçekleştirirseniz formanın devamı gelir. Ama Beşiktaş büyük bir takım, kadrosunda çok kaliteli isimler bulunuyor. Ernst, Fink, Tabata gibi kaliteli ve tecrübeli oyuncularla oynuyorum. Onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Şu anda gelen şansları değerlendirmeye çalışıyorum. Belki çok fazla maç oynayamıyorum ama öğrendiklerim de en az maç tecrübesi kadar önemli şeyler.”
Genç oyuncular pişsin, tecrübe kazansın diye küçük kulüplere gönderilir. Sen nasıl değerlendiriyorsun bunu?
“İnsan buraya kadar geldikten sonra başka bir şey düşünmüyor. Yeteneklerimi göstereceğime inanıyorum. Zaten burada süre almaya başladım, kendimi ilk onbir için iddialı bir şekilde hazırlıyorum. Evet belki küçük kulüplerde çok fazla maç yapıp tecrübe kazanırsınız ama burada çok iyi oynayacağınız 2-3 tane maç, orada kazanacaklarınıza bedeldir diye düşünüyorum. Bizim gibi gençler tabii ki kiralanabilir ama eğer yetenekleri büyük kulübün sorumluluklarını kaldırabiliyorsa çok da gerek yok bence.”
Konya Şekerspor maçında kendi kalene gol atınca neler hissettin?
“Hata yapa yapa öğreneceğiz bazı şeyleri. Futbolda tabii ki hatalar olacak.”
Üzüldüğünü düşünerek seni teselli etmeye çalışanlar oldu mu o esnada?
“Kimse üzerinde durmadı o golün. Ama iddiasız bir maç olduğu için böyle oldu. Normal bir lig maçında kendi kaleme gol atsaydım tabii ki çok fazla üzülürdüm. Kötü olurdu o zaman.”
Hangi özelliklerinin yeterli, hangilerinin eksik olduğunu düşünüyorsun?
“Defansif yönümün güçlü olduğunu düşünüyorum. Ama hücum anlamında eksiklerim var, onları gidermek için çalışıyorum şimdi. Hücum yönümü geliştirmek için Yusuf abiyle ve Tabata’yla, vakit geçiriyorum ama Fink ve Ernst’in yanında durarak onlardan da bir şeyler kapmaya çalışıyorum.”
Necip, Türk futbolunun yeni yıldız adayı demiştik. Kendisi de bunun farkında ama pek üzerinde durmadığını söylüyor. Kendisiyle ilgili yapılan yorumlara bakıldığında futbolseverler Frank Lampard’a benzetiyorlar Necip Uysal’ın bu konudaki görüşü çok farklı;
“Açıkçası ben kendimi Lampard’a benzetmiyorum. Hakkımda yapılan yorumlardan da haberim yok. Benim için olumlu ya da olumsuz ne düşünüldüğünü merak etmiyorum. Kendimi biliyorum, belli hedeflerim var onların doğrultusunda çalışıyorum şu anda.”
Türk futbolunun senden beklentileri büyük, bu senin için bir baskı unsuru haline geliyor mu?
“Bu konuda hiç baskı altında hissetmiyorum kendimi.”
Necip Uysal futbol eğitiminin yanı sıra üniversite eğitimini de sürdürüyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nde Büro Yönetimi bölümünde okuyan genç futbolcumuz, birçok futbolcunun aksine bilgisayarla mesafeli bir insan. Kitap okumaya daha çok vakit ayırdığını söylüyor. Bugüne kadar futboldan ne kazandıysa olduğu gibi babasının eline saymış. Babası Sabri Uysal eski bir futbolcu. İstanbulspor’un 1. lige ilk kez çıktığı dönemde forma giyen isimlerden birisi. Bunun büyük bir avantaj olduğunu düşünüyor Necip.
“Babam bende kötü gördüğü ne varsa söylüyor. Bu açıdan kendisinin benim için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş altyapısının hemen hemen bütün kategorilerinde oynadım. Babam o günlerden beri yanımda. Bugüne kadar kuvvetlenmem için gereken ne varsa yaptı, yapmaya da devam ediyor. Eski bir futbolcu olduğu için tecrübelerinden de faydalanıyorum. Bu da bana katkı sağlıyor.”
Annen son zamanlardaki çıkışınla büyük bir gurur yaşıyordur muhtemelen.
"Kesinlikle öyle. Çok heyecanlandığı için maçlara gelmiyor ama maç olduğu zaman Kuran okuyor. Onun manevi desteği de çok önemli benim için."
Kısa süre önce altyapıda oynayan bir futbolcuydun, şu anda A takımın atmosferini de gördün. Türk futbolunun altyapısını nasıl değerlendiriyorsun?
“Altyapılarımızın kaliteli olduğunu düşünüyorum. Teknik ve taktik anlamda iyi eğitimden geçiyoruz. Ama zihni eğitimlerde biraz eksiklik var sanki. Milli takımın altyapılarında çok kaliteli arkadaşlarımız var. Kendi takımlarında forma giyen bir sürü genç futbolcu var. İlerleyen dönemde benim yaş grubuma dahil çok kaliteli oyuncular izleyeceğiz diye düşünüyorum.”
Röportaj: Hüseyin Eroğul
 

Diğer Haberler