Üzerlerinde siyah beyaz tertemiz kıyafetlerle çıktılar yola...
Sanki düğüne gider gibi her biri siyah-beyaz şıklığı içindeydi.
Kalplerde heyecan vardı. Arkadaşlarla, dostlarla, siyah-beyaza gönül verenlerle yeniden buluşacak olmanın heyecanı içindeydiler...
Zaferden emindiler, en ufak bir acaba dahi ne kalplerinde ne yüzlerinde yoktu.
İnançlı ve gururluydular...
Stada doğru yol azaldıkça ufak kalabalıklar artıyordu.
Sanki bir ordunun askerleri gibi yollarda buluşuyorlardı ve maç saati yaklaştıkça kalabalık büyüyordu.
İstanbul sokaklarında siyah-beyaz karnaval yaşanıyordu.
Beşiktaşlı sevdasının peşine takılmış bir kere, amaç zaferin tadını hep birlikte yaşamak.
Amaç birlikte sevinmek, birlikte güzellikleri paylaşmak ve Beşiktaş'ı zafere ulaştırmak...
Kapılardan akın akın stada doldu siyah beyaz kalpler. Bir çoğu dua ederek stada ayak basıyor, hizmeti olanları tekrar onurlandırıyordu.
Yeni yuvamız Vodafone Arena, saat 16.00'dan itibaren yavaş yavaş dolmaya başladı.
Dikkati çeken nokta yavru kartalların ve dişi kartalların tribünlerde dikkat çekecek şekilde artmış olmasıydı...
Birçok Beşiktaşlı aile vardı statta...
Maçın başlamasına yakın Şampiyon takımlarımız stadyumda tur attı.
Okullar Arası Dünya Şampiyonası'na katılmaya hak kazanan Jimnastikçilerimiz, Deniz Küreği'nde şampiyon olarak bir ilke imza atan Kürekçilerimiz, Şampiyon Kadın Voleybol ve Şampiyon Kadın Futbol Takımlarımız kupalarıyla geldi. Tur atan sporcularımıza tribünlerde alkışlarla kutlamalar yapıldı.
Sporcularımızın ısınmaya çıkışlarında ve seromoni öncesinde büyük bir sevgi gösterisi vardı.
Maç yine tribünlerin büyük bir coşkuyla üçlü çekmesiyle başladı. Takımımız sahada muhteşem bir duruş sergiliyor, yetenekleriyle ve her hareketleriyle tribünlerden alkış alıyordu...
Kayserisporlu futbolcular topu ayağına aldığında ise müthiş bir ıslık sesi stadyumu kaplıyordu... Top el değiştirdiğinde ise şarkılar ve marşlar yeniden yükseliyor, futbolcularımızın her güzel hareketi, tribünden karşılık buluyordu.
Sosa-Gomez ortaklığıyla gelen ilk gol Vodafone Arena'yı sevince boğdu. Gomez'e olan sevgiyi anlamak için, isminin anons edilmesinden sonra tribünlerin çılgınca haykırmasına bakmak yeterliydi.
Quaresma'nın göze hoş gelen hareketleri, Atiba'nın muhteşem performansı, Oğuzhan'ın akıl dolu pasları tribünlerde alkış üstüne alkış alıyordu. İşte tam da bu coşku sırasında Gomez'in Oğuzhan'a harika ara pası ve ardından Oğuzhan'ın güzel golü ile tribünler yeniden sevince boğuldu...
Öyle büyük bir aşkla Oğuzhan'ın ismi okundu ki, görülmeye değerdi.
Olcay Şahan'ın müthiş akıllı pasında Quaresma'nın şutuyla üçüncü golümüz geldiğinde sanki desibel rekorları kırıldı. Quaresma'ya olan aşkını haykıran tribünler, ismini arka arkaya haykırdı...
Belki de Kayserispor maçının en dikkat çeken anı ilk yarının bitmesine yakın zamanda tribünlerde başlayan ve uzunca bir süre devam eden "Sevemez kimse seni, benim sevdiğim kadar, BEŞİKTAŞ sen olmasan, yaşamak neye yarar" tezahüratıydı...
İşte onda stadyumdaki herkes ayaktaydı, herkesin dilinde bu nameler vardı... Sahadaki futbolcular bile ara ara tribünlere bakma ihtiyacı duyuyordu, zira gerçekten muhteşem bir andı...
"Siyah-Beyaz-Şampiyon-Beşiktaş" cümlesinin her bir kelimesini dört tribünün sırayla bir koro halinde söylemesi de akıllardan çıkmayacak güzellikteydi.
Sosa-Cenk ortaklığıyla gelen dördüncü golümüzün sevinci de tribünleri inletti...
Müthiş bir akustik, harika bir stadyum, muhteşem bir takım ve dört dörtlük bir taraftar...
Şampiyonluk yolunda elde edilen 3 puan ile stadyumdan keyifle ayrıldı Büyük Beşiktaş Taraftarı...
Herkesin aklında ise, bir sonraki buluşmaya kadar nasıl sabıredecekleri vardı...
Teşekkürler Büyük Beşiktaş Ailesi...
Bülent Kuzucanlı
Beşiktaş JK Dijital Mecralar Yayın Yönetmeni
