U-21 Takımımızın yetenekleriyle göz dolduran ve U-21 Ligi’nin en az gol yiyen kalecilerinden olan Veysel Sapan’ın performansı dikkat çekiyor. Veysel Sapan'ı tanıyalım...

11 Ocak 1996 doğumlu Veysel Sapan, futbola oturduğu semtin takımı olan Ateştuğla Spor’da başladı. Sapan, sırasıyla Ateştuğla Spor, İstanbul Bulancakspor ve 1907 Ataköy Çobançeşmespor takımlarında forma giydikten sonra Beşiktaşımızın altyapısına katıldı.
 
Futbola 'spor olsun' diye başladığını belirten Veysel Sapan, internet sitemize açıklamalarda bulundu:
 
‘’Futbola 7 yaşında oturduğumuz semtin takımı olan Ateştuğla Takımı’nda başladım. Ateştuğla’da ilk önce kardeşim oynamaya başladı. Ben o zamanlar yaz döneminde aileme katkı olsun diye çalışıyordum. O zamanlar kiloluydum ve spor olsun diye futbola başladım. İlk başlarda orta sahada oynamaya başladım. 1 yıl kadar orta saha oynadım. Kilolu olduğumdan dolayı yoruluyordum, orta sahada yapamadığımı düşündüm ve defansa geçtim. Defansta da başarılı olamayınca kaleci pozisyonu boş olunca oynayabileceğimi düşündüm ve kaleci oldum.
 
Sırf içimde oynama istediği olduğundan kaleye geçtim ve bunu başardım. Lig maçlarında oynamaya başladım. Daha sonra Ataköy Çobançeşmespor beni beğendi. 3 yıl boyunca Ataköy Çobançeşmespor takımındaki hocalarım bana eğitim verdi.
 
‘Doğuştan Beşiktaşlıyım’
 
Altyapı hocalarımızdan Semih Sezerli, Albayrak Stadı’nda oynadığımız lig maçında beni izlemiş. Benim hakkımda Futbol Özkaynak Düzeni Koordinatörümüz Emrah Bayraktar’a bilgiler vermiş. Emrah hocam beni antrenmanlara davet etti. Antrenmanlarda Emrah Hocam ve Cem hocam beni izlediler. Buralara gelmemde Emrah hocam ve Cem hocamın büyük emekleri var.
 
Lisans konusunda biraz sıkıntılarımız oldu. Oynadığım takım benim için yüksek bonservis bedeli istiyordu. Emrah hoca beni 1 yıl boyunca antrenmalara davet etti. Bende doğuştan Beşiktaşlı olduğum için kabul ettim. 1 yıl boyunca sadece antrenman yaptım. Lisans problemim çözüldükten sonra geçen sene ocak ayında maçlara çıkmaya başladım.
 
Geçen sene Boluspor maçının 78. dakikasında ilk kez Beşiktaş formasıyla sahaya çıktım. Çok heyecanlıydım. Maçı 4-0 kazanmıştık. Cem hoca bana ısınmamı söyledi. Oyuna gireceğimi beklemiyordum. Isınmamı tamamladıktan sonra hocam bana giyinmemi söyleyince çok heyecanladım ve çok kısa bir sürede hazırlandım. Topla fazla buluşamadım ama Beşiktaş formasıyla oyuna girmek insana çok farklı duygular yaşatıyor. Daha sonra İ.B.B. maçında sahaya ilk on bir çıktım. Maçın ilk 5 dakikasında heyecanım vardı ama oynamaya başladıktan sonra alıştım. O zamandan beri Allah’ın da izniyle Beşiktaş’ta devam ediyorum.
 
‘Gerçekten Jose Sambade Farkı Diye Bir Şey Varmış’
 
Tolga abi antrenmanlarda şu hatan oldu demez. Hata yaptığım zaman hemen doğrusunu gösterir 'şu şekilde yapacaksın' diye. Bu bizim en büyük kazancımız. Tolga Zengin, Cenk Gönen, Günay Güvenç ve Emre Metin gibi yetenekli insanlarla çalışmak benim için çok büyük deneyim. Tolga abi kalitesi ortada bir insan. Cenk abi ile her zaman konuşuyoruz, bize öğütler veriyor. İlk maçına çıktığında o da hatalar yapmış, sonrasında hatalarını telefi etmiş. Bunları bir tecrübe olarak bizlere anlatmaya çalışıyor. Tecrübelerini hata yaparak kazanıyorsun.
 
İlk geldiğimde kaleci antrenörümüz Hakan Çalışkan ve Ergün Fettahoğlu bana yardımcı oldular. Şuan da A takım kaleci antrenörümüz Jose Sambade ile çalışıyorum. Antrenman düzenimiz biraz farklı. 4 gün antrenman yapacağımız zaman 2 gün U-21 Takımı ile 2 gün A Takım ile antrenman yapıyorum. Oynadığımız maçların görütüleri Jose Sambade’ye geliyor. Maçları beraber izliyoruz ve analiz yapıyoruz. Bu şekilde tüm kaleci antrenörleriyle beraber lig maçlarını analiz etmiş oluyoruz. Benim 3 ay önceki durumumla şuan ki durumum arasında çok büyük bir fark var. Jose Sambade farkı diye birşey varmış gerçekten.
 
Takım arkadaşlarımla aramız çok iyi, aile gibiyiz. Mesela Kayseri deplasmanına gidiyoruz. 12 saat boyunca yolda eğlenceli vakit geçiriyoruz.
 
İnşallah ilerleyen zamanlarda kendimi gösterip Beşiktaş A Takımı’nın kalesini korumak istiyorum.’’